En tipik örnek Hayal Kırıklıkları Kitabı. Hikâyeyi böyle bir yerden anlatırken birinci çoğul kişinin ağzını yeğler. Her zamanki megalomanimizle kendimizi ve dünyayı yeniden keşfettiğimize inanır, ama aslında aynı kalıbı tekrarlarız. Yeni düşüncelerle düşündüğümüzü sanırız, ama bunlar hep düşünülmüş düşüncelerdir. Küçük sapmalarla. Ama dünyayı, bizden önceki herkesin yaptığı gibi izleriz. Kendisine Ev Kadinlarin Seks Laflari pek bir şeyi olmadığının farkına öldüğünde varan anlatıcı en başa dönüp doğumundan itibaren hayatını anlatarak sürdürür hikâyesini. Kişisel, tekil bir hikâyedir anlatacağı ama baştan dikkat çektiği üzere büyük ölçüde anonim olduğunu da hesaba katmak gerekir. Bir kadın beşiğinin üzerine eğilir […] Belki de annendir. Ama bu şimdilik tahminden öteye geçmez. Diğerlerinden daha sık yanında olan dişi insandır bu. Öyle olsa orada daha çok vakit geçirirdi. Halbuki sadece akşamları gelir ve orada bulunmasının asıl amacı da muhtemelen annen olan kadını, geceleri düşürdüğün emziği yeniden ağzına yerleştirmekten alıkoymaktır. Şunlara dikkat etmeliyiz sanırım. Anlatıcı ikinci aynı zamanda birinci! Tek bir olay değildir anlatılan, kerelerce yinelenen bir şeydir, kerelerin çokluğu yaşantının aynı kişi tarafından yinelenip durmasının yanı sıra bunun herkesin başına geldiğini de ima ediyor. Beri yandan henüz neyin ne, kimin kim olduğunu bilemeyen bir varlık söz konusu; anlatıcının ona yakıştırdıkları arasında bu varlığın kendi hareketlerinin yanı sıra birtakım muhakemeler de var; ayrıca bebeğin içinde bulunduğu ortamdan da söz ediliyor. Başa dönersem, Schreiner daha önce bakılmamış ya da pek az bakılmış bir yerlerden bakmanın derdinde. Dolayısıyla işin içine doğumdan öncesini de katması manidar. Önceleri sahip olduğun alan çok küçüktü, doğumundan sonraysa çok büyük. Mekân şimdi boşluktur senin için. Doğmadan önce aşağı ile yukarıyı birbirinden ayırt edemezdin. O zamanlar bunların hiç önemi yoktu. Birden önemli hale geldiler. Ne yanlara, ne yukarı ne de aşağıya doğru bir sınırın var. Sadece boşluk. Balıksı varoluşuna geri döndüğünü düşlersin. Sana destek veren ışıl Ev Kadinlarin Seks Laflari bir sıvı. Boşluksuzluğun gücü. Var olmanın yoğunluğu. Günün birinde havanın da yaşamana yetecek miktarda direnç sağlayacağına inanırsın. Günün birinde senin de içinde bulunduğun mekânı kestirebileceğine. Meseleye varlığın içinde bulunduğu mekânla ilişkisi üzerinden bakıp anlamaya çalışma çabası. Bir de buradan bakma önerisi. Birden fazla hayatı içeren bir hayatın, birden fazla manzaradan meydana gelen ya da onları içeren ya da onları yansıtan bir manzaraya bakmanın sonsuz yolları olacağının sezgisinin varlığı. Kısacası yazan herkesin peşinden koştuğu, bulunması, elde tutulması ve tekrarlanması zor bir doluluk durumu, bir vahiydi. Ama sonrasında yeniden bebeğe döndüğümüzde ikinci tekil kişiye seslenerek devam ediyor. Anlatıcının hayatı bir daralma-genişleme hareketiyle kavramaya eğilimli olduğunu belirtmek lazım. Doğumun öncesiyle sonrasına ilişkin vurguyu mekân üzerinden aktaran satırlarda da bu bakış var; mekânın bir boşluk halini alması. Roman ilerlediğinde yaşlanmaktan söz ettiği sırada bunun tersi bir gelişmeye dikkat çekecektir. Dünya daralmaya devam eder. Önce bulunduğumuz kentle, sonra yaşadığımız semtle, ardındansa evimizle sınırlanır. Nihayet yatağımıza kadar daralır. Bir başka daralmayı da çocukluktan ergenliğe geçerken yaşadığı söylenebilir. Kafasında kurguladığı ve bebekleriyle oynadığı oyunlarda ve hayallerinde mantık, neden-sonuç bağı bulmak zorunda hissetmeye başlamıştır belli bir yaştan sonra.
Gelin bu gece sevgilinizi heyecanlandıracak ve sizi arzulamasını sağlayacak; aynı zamanda içinizdeki yangına da en iyi şekilde cevap verecek o özel ateşli mesajı bulun ve sevgilinize gönderin. Her nefesimde sesini duymanın güzelliğini sen bilemezsin. Ölmüş kadının aşka dair söylediklerine, saptadıklarına:. Sen benim çocukluğumsun. Boşluksuzluğun gücü.
Sıklıkla Birlikte Alınan Ürünler
Mutfaktaki önlüğünü bir kenara fırlatan kadın adımını evden dışarı atmıştır, kocaysa kırgınlığını, küskünlüğünü, öfkesini büyüterek Marie Therese'e kinlenir. Sevgiliye aşk dolu sözler arıyorsan doğru yerdesin! “Ev, Kadınlar, Seks.'in başarısı bence ilk sayfasından son sayfasına kadar –her şeyi erkeğin daha iyi bildiğine, kadınların hiçbir şeyden. En İyi 60 aşk sözü burada! Mutfaktaki önlüğünü bir kenara fırlatan kadın adımını evden dışarı atmıştır, kocaysa kırgınlığını, küskünlüğünü, öfkesini büyüterek Marie Thérèse'e kinlenir. Sevgiliye aşk sözleri sayfamızda aradığın en romantik sözleri bulabilirsin.Neşem de sen ol hüznüm de. Hepsi örtünün, peçenin ardında onun için ilgisiz bir şeylere dönüşmüştür. O zaman tesadüfen yakınında bulunanı yaparsın. Asla kızın kendisini değil. Başa dön. En derinlerinde hissetti sıcaklığı. Öncesinde işten çıkarılan koca, aile için kendi elleriyle bir ev inşa etmiştir. Ölümü bekliyormuşum gibi. Önceleri sahip olduğun alan çok küçüktü, doğumundan sonraysa çok büyük. Çünkü bu gece ne istersen yapabiliriz. Yazarın Tüm Yazıları. Senin yokluğunda kalbim senin adınla durur. Ben senin için bunların hepsini yaptım. Sevgiliye aşk sözleri söylemek, bazen bir doğum gününde, bazen bir yıl dönümünde gerekli olabilmektedir. Çok mu şey istiyorum her şeyim? İnsan Dengesi. E hadi! Beyaz Gözyaşları. Yayınlanma Tarihi. Ne kadar da pamuk ellerin var senin öyle…. Ancak küçük bir olaydaki bir benzerliğe, hatta aynılığa dikkat çekmek istiyorum. Günün birinde senin de içinde bulunduğun mekânı kestirebileceğine. Dilediğiniz resimli aşk mesajını şimdi hemen kopyalayın ve sevgilinize göndermekte gecikmeyin deriz. Doğum ile ölüm arasında geçecek süreyi heyecanlı kılan farklılıklar ve bilinmezlikler olacaktır. Kendimi zor tutuyorum, ne olur bir an önce gel artık. Bu olayın birebir aynısı Ev, Kadınlar,Seks. Nihayet yatağımıza kadar daralır. Cinsiyet fark etmeksizin sevgiliye söylenecek aşk sözlerinin hepsi, karşısındaki kişiyi etkiler. Ben nefes alabilmenin güzelliğine sende inandım. Claudio Magris. Her şeyin doğrusunu bildiği gibi, her zaman olması gereken davranışı sergileyen o olmuştur; Marie Thérèse ise hep yanlış yapmış, harekete geçmişse yanlış davranmış ya da hiç harekete geçmeyerek edilgen bir hayat sürmüştür. Çıkan şıIak sesi ise o an bana çok üven veriyordu.