İngiliz Edebiyatı Şiirleri Türkçe. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru, Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız komak var ya, o koyuyor adama. Çeviren: Can Yücel. Yükselip alçalırken o, Geçti bir kez daha yaşlılık ve gençlik çağından Çekilirken girdaba. İster Putperest ol, ister Yahudi Sen ey dümende durup rüzgârı kollayan kişi, Unutma ki Flebas bir zamanlar yakışıklıydı, boyu posu yerindeydi senin gibi. Ha ağacın köklerini kavuran Ha boyumu deviren şey Sözüm yitik, açılamam ki boynu bükük güle, Aynı kış hummasıyla çarpıldı gençliğim. Kayaların içinden suları koşturan o güç, Koşturur benim al kanımı Ha selleri kurutan Ha beni muma çeviren şey Sözüm yitik, açılamam ki damarlarıma Aynı ağızdır diyeyim dağın pınarından içen. Göllerin suyunu fır döndüren o el, Kaynatır tez ayaklı kumu Ha rüzgârı köstekleyen Ha çarmıha yelkenimi çektiren şey Sözüm yitik açılamam ki âşığın mezarına, Darağacındakinin mayasındandır çamurum. Sülüktür yapışır çeşmeye zamanın dudakları Varsın akadursun aşk Madem dökülen kandır Onun yaralarını saracak Sözüm yitik, açılamam ki vaktin rüzgârına, Yıldızlı bir gökyüzüydü saatin çaldığı saat. Sözüm yitik açılamam ki âşığın mezarına; Aynı yampiri kurt gezer benim çarşafımda da. Mezar taşlarının kara köyü. Kafatası bir budalanın, Düşleri doğdukları yerde ölen. Bir koyun kafatası, Etleri eriyen Kendi çatısının altında, Salt sineklerin terk ettiği. Bir kuş kafatası, Büyük engebelerin Çatlak pervazlar gibi Duran eklemlere indiği. Philip Larkin. Lawrence Durrel Çeviri: C. Çapan - T. Bir orada, bir burada Bütün yönlerde ruhum Bulamıyor aradığını. Bu korkunç boşlukta Bu sonsuz boşlukta, Her yanım kum Alabildiğine parlak, boğucu Kumlar uzanıyor çevrenin sonuna değin Sonra bir ses duyuyorum Tatlı, gür ve kahredici Diyor ki bana: "Yitik bir ruh sanıyorsun kendini sen! Bir sanıyorsun kendini Yanılıyorsun. Bir ruh değilsin gerçekte Yitmiş de değilsin Bir hiçsin yalnızca Yoksun sen. Bertrand Russel. SONE Eğer düşünceden yoğrulmuş olsaydı şu hantal bedenim Zalim uzaklıklar alıkoymazdı beni yolumdan ; Çünkü o zaman,aramızda mesafe olsa da bizim, Sen nerdeysen oraya gelirdim en uzak sınırlardan. Yeryüzünün senden en uzak köşesi neresiyse, Orası olabilir bir an ayaklarımın bastığı yer; Ama,deniz kara dinlemez,aşar geçer düşünce, Bir yerde olması için,orayı düşünmesi yeter. Ah,düşünce olmadığım düşüncesi öldürüyor beni, Bizi ayıran mesafeyi bir sıçrayışta aşardım oysa; Ama bunca toprak ve su varken hamurumda,yazık ki, Zamanın keyfine uymak zorundayım yana yakıla. SONE Gerçekten seven gönüller arasına engel giremez bence Değişen her duruma uyup da kendi de değişen aşka Samulu Eşlerin Amcık Resimleri Twetter demem ben asla;ya da ötekinin gönlü geçince, Kendi de hemen vazgeçmeye hazır olan kişinin aşkına! Hayır;aşk bir deniz feneridir;dimdik durur yerinde, Fırtınalara karşı koyar,bir an bile sarsılmaz; Kılavuz yıldızıdır ,rotasından sapmış her tekneye, Yüksekliği ölçülse de ,değerin bilen olmaz. Zamanın oyuncağı değildir aşk. Al yanaklarla dudakları Alıp götürebilir ama Zaman,orağını savurduğunda, Aşkı etkilemez aslında,onun kısacık saatleri,haftaları; Sonsuzluğun eşiğine dek dayanır o,Zaman karşısında. Bahar olacak hasat zamanı ve sen bu kez ışıkla; seni besleyen yüce karanlık, geceler sonra Phoebus uzakta, bahar üç kez sabah sana, üzgün değil hiç, bildikten sonra ve şarkım gelir doğal ılıklığıyla, üzgün değil hiç, bildikten sonra ve akşam dinler. Üzülür, boşluk düşüncesiyle; boş Samulu Eşlerin Amcık Resimleri Twetter Uyanık, düşünür ki uykuda. Ateşin önünde parlayan demirlere yaslanırken, Biraz hüzünle mırıldan, Aşk nasıl kaçtı Ve yavaşca yürüdü başımızın üstündeki dağlardan, Ve yüzünü sakladı bir yıldız yığını arasından. Çeviren: Vehbi Taşar. How many loved your moments of glad grace, And loved your beauty with love false or true, But one man loved the pilgrim Soul in you, And loved the sorrows of your changing face. And bending down beside the glowing bars, Murmur, a little sadly, how Love fled And paced upon the mountains overhead And hid his face amid a crowd of stars. When Samulu Eşlerin Amcık Resimleri Twetter the others were away at Mass I was all hers as we peeled potatoes.
Aliağa Belediyesi Haberleri
Banyoda fenalaşıp düştü, kurtarılamadı - Haberler Olay, saat sıralarında Konyaaltı ilçesi Altınkum. Samurlu kürkten kederli de olsa onların giysileri; Gene de kedersiz gözlerle dikilirler etrafta, Benim özlemim yakıp kül ederken yangın gibi! Çeviren: Vehbi. ANTALYA'da, banyoda fenalaşıp, düşen İlhan Samurlu (67) hayatını kaybetti. İngiliz Edebiyatı Şiirleri Türkçe | PDFÇünkü sık sık, yatarken kanapemin üzerinde Boş ve dalgın bir ruh haliyle, Geri parlıyorlar o içe dönük gözün üzerinde Ki mutluluğudur yalnızlığın; Ve sonra kalbim doluyor zevkle, Ve dans ediyor nergis çiçekleriyle. Kalın, kalın, Aceleci gün Koşuncaya dek Hiç değilse akşam-şarkısına; Ve, dua etmiş olarak birlikte, Birlikte gideceğiz sizinle. And I must enter again the round Zion of the water bead And the synagogue of the ear of corn Shall I let pray the shadow of a sound Or sow my salt seed In the least valley of sackcloth to mourn. Uzun değillerdir günleri şarabın ve güllerin: Çıkar patikamız bir süre Bulanık bir rüyadan, kapanır ondan sonra Bir rüya içinde. It little profits that an idle king, By this still hearth, among these barren crags, Match'd with an aged wife, I mete and dole Unequal laws unto a savage race, That hoard, and sleep, and feed, and know not me. Not: Müziğin ilâhi tabiatını anlatan bu konuşmayı Venedik Tüccarının en son perdesinden aktardım.
BİZİ TAKİP EDİN
Büyük iddialarla başlayan ancak baş- langıçtan itibaren yanlış bir düz- leme oturtulan “açılım süreci”. Türkiye'nin birliğini tehdit edecek. Aliağa son dakika haberleri ve en son aliağa gelişmeleri. ANTALYA'da, banyoda fenalaşıp, düşen İlhan Samurlu (67) hayatını kaybetti. Olay, saat sıralarında Konyaaltı ilçesi Altınkum. Son dakika Aliağa haberleri ve güncel Aliağa haberleri burada. Samurlu kürkten kederli de olsa onların giysileri; Gene de kedersiz gözlerle dikilirler etrafta, Benim özlemim yakıp kül ederken yangın gibi! Çeviren: Vehbi.Saray için çalışan terziler müteferrika adı altında çalışırlardı. My mariners, Souls that have toil'd, and wrought, and thought with me- That ever with a frolic welcome took The thunder and the sunshine, and opposed Free hearts, free foreheads- you and I are old; Old age had yet his honour and his toil; Death closes all: but something ere the end, Some work of noble note, may yet be done, Not unbecoming men that strove with Gods. Topkapı Sarayı Padişah Kaftanlarının Süsleme Öğeleri Gösteriş ve ihtişama büyük önem veren Osmanlı Padişahları, giydikleri kaftanlarda bu ihtişamı, yalnızca muhteşem güzellikteki kumaşlarıyla değil, aynı zamanda kumaşları destekleyecek aplikelerle, kürklerle, astar süslemeleriyle, kordon, dokuma şeritlerle, çarpanalarla, düğmelerle, baskı ya da işlemelerle sağlamaya çalışmışlardır. Kültürümüzün mirası Osmanlı kaftanları yüzyıllardır tüm dünyada adından söz ettirmiş ve pek çok sanatçı ve tasarımcıya ilham kaynağı olmuştur. Sir, 'twas all one! And the fifth sorrow Is the slow goodbye Of the woodland that quietly breaks up its camp. Saray hanedanının giysilik kumaşlarının pek çoğunda altın, gümüş tellerin ve klaptanların kullanıldığı bilinmektedir. Kaftan yapımında kullanılan kürklerin saray kürkçüleri tarafından hazırlandığı düşünülmektedir. Did he who made the Lamb make thee? Across the high hills and the sea And all the changeful skies, The Four Winds blow the smoke to me Till the tears are in my eyes. A savage place! Bütün denizlerin suyu boşalıncaya kadar, sevgilim, Ve kayalar güneşte eriyinceye kadar; Ve seni hâla seveceğim, sevgilim, Hayatın kumları akıncaya kadar. Genellikle kaftan kumaşına zıt canlı renklerdeki kumaşlardan dikilen pervazlar, işlevselliğin yanında kaftana oldukça estetik bir görünüm kazandırmıştır. Seraser, çözgüsü ipek, atkısından altın alaşımlı gümüş tel veya doğrudan doğruya gümüş tel kullanılarak dokunan bir kumaştır. But oh! Kavrar ucunu kayanın kancalı ellerle; Güneşe yakın yalnız yerlerde, Gök mavisiyle halkalanmış, dikilir. A second look, and the bleating lambs were birds— kittiwakes nesting, clustered on a cliff face, fixing on me their dark accusing eyes. Göğe çizgi çizdiler karmakarışık sarmaşık sapları Kırık lîrlerin telleri gibi, Ve etrafta sık sık gözüken bütün insan cinsi Sığınmıştı ev halkının yaktığı ateşlere. İncelenen 28 kaftanın 23 tanesinde cep bulunması kaftanlarda cep kullanımının yaygın olduğunu düşündürmektedir. Güzel nergisler, ağlarız gördüğümüze Bu kadar çabuk kaçıp gittiğinizi. Kaftanların astar ve pervazlarındaki bu dikim ayrıntıları dikkate alındığında, kaftanlardaki pervaz ve astarın yalnızca işlevsel bir amaçla değil; aynı zamanda dekoratif amaçlı kullanıldığı kuşkusuzdur. Do not go gentle into that good night, Old age should burn and rave at close of day; Rage, rage against the dying of the light. Ha ağacın köklerini kavuran Ha boyumu deviren şey And this is why I sojourn here, Alone and palely loitering; Though the sedge is wither'd from the lake, And no birds sing. Kımıldama, delikanlım benim ve devam et uyumaya. Daha çok ipekli kaftanlara astar ve pervaz olarak kullanılan bu kumaş, yazlık ferace, şalvar, takke, çorap, yatak örtüsü yapımında da kullanılmıştır. The kaftans were not only a symbol of political power and status, but also became an indicator of elegant taste and art. Kaftanın oldukça geniş bir forma sahip olmasının nedeni güç ve statü gösteren bir giysi olması ve en üst rütbedeki kişiyi görkemli kılmasıdır. İz sürerek geri gidilen yerlerde oturdu Güvercin kaynaklarının yanıbaşında; Övecek kimsesi olmayan bir kızdı, Ve yoktu çok seveni. Sonra inim inim inledim Hıçkırarak ağladım ve dedim ki O hiçbirzaman bağlamasaydı benim için jartiyerimi! Kalın, kalın, Aceleci gün Koşuncaya dek Hiç değilse akşam-şarkısına; Ve, dua etmiş olarak birlikte, Birlikte gideceğiz sizinle. Oturtma Tekniği Osmanlı kaftanlarında uygulanan Aplike tekniğinin bir çeşidi olan Oturtma tekniğinde motifler genellikle, farklı renklerdeki desensiz kumaş parçalarının, yine desensiz düz renkli başka bir kumaş zemine dikilmesiyle yapılmaktadır. Sincapın yem deposu dolu, Ve hasat bitmiştir.